17 Mart 2012 Cumartesi

Ayağın Masalı

Çocuğun ayağı daha bilmiyor ayak olduğunu
bir kelebek olmak istiyor, bir elma.

Ama zamanla, taşlar, cam kırıkları,
sokaklar, merdivenler,
sert toprak yollar
öğretirler durmadan, uçamayacağını ayağa,
dalda yuvarlak bir meyva olamayacağını.
O zaman , yenilir
çocuğun ayağı, düşer
savaşta,
bir mahpustur artık
bir ayakkabıda yaşamaya mahkum.

Tıpış tıpış karanlıkta
öğrenir dünyayı kendi yolunda,
bilmeden öbür ayağı, kapanmış,
keşfederek yaşamı kör bir adam gibi,

Kuvarstan o yumuşak
tırnaklar, o hevenk,
sertleşir, donuk maddeler
olurlar, boynuz kadar katı,
ve minicik taçyaprakları çocuğun,
yassılıp biçimsizleşir,
gözsüz sürüngenlere benzerler,
üçgen başlarına solucanların.
Nasır bağlarlar sonra,
ve örtülürler
minik yanardağlarıyla ölümün,
kabullenmesi zor sertlikler.
Ama yürür o kör şey
ertelemeden, durmadan
saatlerce,
ayak ayak,
bir erkeğin,
derken bir kadının,
bir aşağı,
bir yukarı,
kırlar, madenler boyunca
çarşılar, bakanlıklar,
geriye,
dışarıya, içeriye,
ileriye,
çalışır ayak kunduranın içinde,
çok az vakti olur
aşkta ya da uykuda çıplak kalmaya,
yürür, yürürler,
adam durmak isteyinceye kadar.


Derken iner
yerin altına, bilinçsiz,
çünkü her şey, her şey karanlıktır orda,
hiç bilmez artık ayak olmadığını,
gömdüklerini onu uçabilsin diye
olsun diye
bir elma.




                         kuruntular kitabı / Pablo Neruda
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder