30 Nisan 2012 Pazartesi

mevsim;

*bakkalların çikolataları dolaba koymaya başlaması,
*otobüste biraz olsun essin diye otobüsün hız yapmasını isteme,
*akşamları pastane dondurması yiyip mahallede bi tur atma , ”Çikolata sosu ve fındık ister misiniz?”
*güneş kremi kokusu,
*güneş kremiyle beraber gelen kumlar,
*dur terliklerimi yıkıyım derken denize terlik kaptırmak,
*akşamüstü içilen soğuk biralar,
*günün her saati, her öğün yenen dondurmalar,
*gidilecek festival aramak,
*sıcaktan uyunan öğle uykuları ve evet o uykunun bi tadı var, belki de her öğle uykusunun bi tadı var,
*dolaptan zeytinyağlı yemeği çıkarıp yiyivermek,
*mahalle düğününe denk gelip, göçmen halaylarına katılmak, payduşkası-elenosu,
*her defasında eskiden karpuzu nasıl yediğini hatırlamak, dirseklerinden damlaya damlaya,
*yaz dizilerine başlayan anne,
*ilkokul çıkışlarındaki çağlabademci amcalar,
*hoşçakal mandalina, merhaba erik,
*kuzenlerle kumsalda yapılan midye-bira-çiğköfte,
*max bedavası,
*akşam ezanında kararmamış hava,
*sıcaktan ve otobüslerden mide bulantılı baş ağrısı,
*beyaz tenli bendenizin denize gittikten sonra bir müddet yanıklarıyla uğraşması daha sonra onları soymakla eğlenmesi,
*”başına güneş geçer, sakın dışarı çıkma” diye hergün tembihleyen anne,
*hergünün son yılların en sıcak günü olacağı açıklaması,
*saçtaki tuz,
*özdere,gümüldür,foça
*çadır
*bir de bu yaz hangi şehri gezeceksek o,
mevsimi..

22 Nisan 2012 Pazar

Bir deniz -ta dibinden- süresiz duyduğunuz
Kutsal ama din değil, bir tutku kafanızda.

                                       Edip Cansever

4 Nisan 2012 Çarşamba


Genco Erkal’ın sahneyi Tülay Günal ile paylaştığı çok çok iyi oyunu ”Ben Bertolt Brecht”. Şu zamana kadar hep tek kişilik oyunlarını seyrettim ki, tek başına sahneyi onlarca kişiden çok doldurabilen bir adamdan bahsediyoruz.Diğer Genco oyunlarını aratmadı, birbirlerine öylesine yakışmışlar ki. Çok canlı bir oyundu, Tülay Günal sesiyle çok güzel, çok özel bir şeyler katmış çünkü.
Genco Erkal demiş ki:
”Öyle yazarlarım var ki yıllar boyu peşimi bırakmıyorlar, peşlerini bırakmıyorum.İşte Nazım Hikmet, Aziz Nesin..işte Brecht.”
”Kerem Gibi” izlenmeli mesela, ”Nereye Gidiyoruz?”
”Biz Nazım’ı okumamışız, üstünden geçmişiz.” denmiş Genco’nun Nazım yorumundan sonra.Ne yerinde laf.Şiiri, yazıyı, düşünüşü hareketle-oyunla böylesine güzel birleştirebilir mi bi insan? Ben her defasında onun zekasına , bilgisine hayran olarak çıkıyorum salondan, ellerim hep kızarık. Nazım gibi, Aziz Nesin gibi, Brecht gibi özel adamları yine Genco Erkal gibi özel bi adamdan daha çok seyretsem, hep seyretsem. İyi ki birbirlerinin peşini bırakmıyolar.
Zehra İpşiroğlu da diyor ki: ”Belki de Genco Erkal’ın tiyatro anlayışının ve politik duruşunun B.Brecht’in tiyatrosuyla ve dünya görüşüyle örtüştüğü nokta insanın insanı sömürmediği, ezmediği insancıl ve barışçıl bir dünyaya duyduğu özlem.”
Hepimizin hissettiğini, istediğini hepimiz için çok güzel anlatıyor Genco Erkal.Eğer şehrinize gelirse herhangi bir oyunuyla gidin , izleyin, bol bol düşünün, gülümseyin-bazen acı acı- , ayağa kalkın, alkışlayın, alkışlayın, alkışlayın.

3 Nisan 2012 Salı